AB nin Yunanistab a verdigi training programini-soguk harp herseyi devletten bekleme/yesilkart -gibi davranis aliskanliklarinin degistirilmesi - nicin Turkiye dogusuna yapilmamak ta
Nicin yerelde advocacy guruplari ki kendi problem ihtiyac ve isteklerini comunite olarak saptayip
devlete burokrata anlatma yolunu bulan ona eline bir jokey karti verip kendisi ve democracy icin calisma yapilmasina sebeb olan yerel deki vatandas in ngo degil dernek ve cooperatif olarak calismasina onlarin becerilerinin gelistirilmesine calisma yapilmaz ise.....
orasi
para ile satin alinan bireyler in elinde kalir..
yazili olmayan ekonomi ki buda okuma yazma bilmeyen soz ile
is adami ol parali olmus larin ekonomisi ki onlarin ustunde yazili kurallari da yazisiz ekonomiye kullanmak isteyen kolayci gucler ..satin alir..
Cetelik ...bu sistem ... Bullyler cikartir yani karismatik lider,sozum ona---sonra onun ismini kullanarak onun haberi bile olmadan , baskalarina guc power kullanir ve diger bireyleri impres eder korkutur baski yapar gucluklar gosterir.. ve kendi bildigine isler cevirir ki o bully liderin haberi bile yoktur bu islerden kullanilmaktadir...ogrendigi zamanda.. nasil cikartsin ortaya ... baskalarina cetecilik atar...ortami egitmek icin ...
knu.. organizasyonlarda kontrol yetki bozukluklari ve para ile satin alinan rusvet ile yaptirilan aslinda hakki olan islemlerin yapilmasi bu mantaliteyi norm ve normallestirmekte..
Bir an once akrice institute deki llinklere bakin oradaki trainin programlarini getirtin
gurup dinamikleri davranis modelleri otorite guc kontrol konularinin gosterilmesi ve
bilinclendirilmesi ile yapilmaya baslanmasi lazim.
asagidaki calisma nicin butun doguya yapil miyor???
sustainable economik kalkinma... guzel sehirlerin oralarda kurulmasi..lafta ici bos universiteler degil oranin cocuklarini orada egitip sinirlarimizin disindaki gucluklere care bulan bu yoreliler in yetismesi lazim..
Bunlar ancak bilimle ve ekonomi ile olur din ile olmaz.
NNM
Dünya Bankası ve Japon Sosyal Kalkınma Fonu ile yürütülmektedir.
"İyi Yönetişim – Kaliteli Yaşam: Daha İyi Yerel Hizmet İçin Sivil Toplumun Güçlendirilmesi" Projesi, TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı)'in T.C. Hükümeti 'nin onayıyla yürütmekte olduğu bir iyi yönetişim çalışmasıdır. Türkiye'de yerel yönetim reformunun uygulanabilirliğinin arttırılması için başlatılan proje, 6 pilot ilde ( Ankara Diyarbakır Kars Sivas
Projenin Amacı
Projenin amacı; yerel yönetimlerin açık, şeffaf ve hesap verebilir olması için sivil toplumun yerel yönetim sürecine katılımını kolaylaştırıcı araçlar geliştirerek, bu araçların 6 pilot ilde uygulanmasını sağlamak ve söz konusu araçların kullanımını diğer bölgelerde de yaygınlaştırmaktır.
İyi yönetişimin temel unsurlarından biri; güçlü, yönetime katılan, hesap soran, denetleyen bir sivil toplumdur. Böyle bir sivil toplumun varlığı, açıklık, şeffaflık ve hesap verebilirliği, yani yönetişimin kalitesini arttırır. Yönetişimin kalitesinin artması ile hizmet kalitesinin artması ve hizmetlere erişimde eşitliğin sağlanması arasında kuvvetli bir bağ bulunmaktadır. Bu projenin uygulanması ile hedeflenen; veriye dayalı analiz yöntemleri geliştirip, bu yöntemler aracılığıyla sivil toplumu hizmet sunumunun daha etkin hale gelmesini talep eder konuma getirmektir .
Yukarıda anlatılan özelliklerinden de anlaşılacağı üzere; bu proje; gerek doğrudan bir "müdahale" niteliği taşıması, gerekse kamu yönetimine, veriye, analize ve yapılan analizler aracılığıyla sivil katılıma dayalı yeni bir anlayış getirmesi yönleri ile son derece özgün bir uygulama projesidir.
Proje Ortakları
- Dünya Bankası
- Japon Hükümeti
- Yerel Gündem 21 Kent Konseyleri, ulusal ve yerel STK'lar
- İl ve Belediye yönetimleri
- Kamu Hizmet birimleri
Projenin Araçları
- Gelişmişlik Haritaları
- Hizmet Memnuniyet Araştırmaları
- Kamu Harcama Analizi
- Katılımcı Stratejik Planlama
Gelişmişlik Haritaları
Gelişmişlik haritaları il çapında toplanmış olan verilerin bilgisayar ortamında dijital harita üzerinde gösterilmesi olarak tanımlanabilir.
Gelişmişlik haritalarının amacı;
- İlin genel sosyo-ekonomik durum ve dağılımı hakkında fikir sahibi olmak;
- İl içerisinde yoksul bölgelerin tespitini yapmak;
- Yerel hizmet açısından öncelik verilmesi gereken bölgeleri ve konuları tespit etmektir.
Gelişmişlik haritalarında TÜİK 2000 Nüfus Sayımı verileri kullanılmaktadır. Gösterilen birim köy ve mahalledir.
Hizmet Memnuniyet Araştırması
Proje kapsamındaki 6 ilde; il genelini temsil eder nitelikte anket çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Eğitim, sağlık, altyapı ve sosyal hizmetler alanlarında vatandaş görüşlerinin alındığı bu araştırmaların amacı:
- Temel yerel kamu hizmetlerine erişimin önündeki engelleri anlamak;
- Hizmetlerden memnuniyet düzeyini çeşitli alt gruplar (kırsal alanlarda yaşayanlar/ kentsel alanlarda yaşayanlar, düşük gelirliler/ yüksek gelirliler vb.) bazında tespit etmek;
- Halkın bu hizmetler açısından önceliklerini ve beklentilerini öğrenmek ve
- İyileştirilmesi gereken konuların bilimsel veriler ışığında tespitini yapmaktır.
Sonuçlar, illerdeki kamu kurumları temsilcileri ve sivil toplum örgütleri ile birlikte değerlendirilmekte ve vatandaş gözünden ilin önceliklerini ortaya koymaktadır.
Hizmet memnuniyet raporları, deyim yerindeyse, halkın yerel kamu hizmetlerine verdiği karne anlamını taşımaktadır.
Hizmet memnuniyet raporları, halkın sunulan hizmetlere verdiği bir karne olarak da değerlendirilebilir/tanımlanabilir.
Kamu Harcama Analizi
Bu analizin amacı, proje kapsamındaki illerde yapılan tüm kamu harcamalarının hangi hizmet alanlarında nasıl kullanıldığını saptamaktır. Dünyada yapılan kamu harcama analizlerinde kamu kaynaklarının yerine ulaşıp ulaşmadığı tespit edilmeye çalışılır. Bu projede; dünyada yapılan benzer çalışmalardan farklı olarak kamu kaynaklarının nasıl dağıtıldığına odaklanılmıştır.
Bu analizin amacı, proje kapsamındaki illerde yapılan tüm kamu harcamalarının hangi hizmet alanlarında nasıl kullanıldığını saptamaktır. Dünyada yapılan kamu harcama analizlerinde kamu kaynaklarının yerine ulaşıp ulaşmadığı tespit edilmeye çalışılır. Bu projede; dünyada yapılan benzer çalışmalardan farklı olarak kamu kaynaklarının nasıl dağıtıldığına odaklanılmıştır.
Temel olarak merak ettiğimiz nokta; harcamaların belli kriterlere göre yapılıp yapılmadığı ve eğer yapılıyor ise bu kriterlerin neler olduğudur.
Bu çalışma, 5 alt analizden oluşmaktadır. Bu analizler şunlardır;
- Merkezi bütçeden her il için yapılan harcamaların analizi,
- Döner sermaye harcamalarının analizi,
- İl Özel İdaresi harcamalarının analizi,
- İldeki merkez belediye ve ilçe belediyelerin harcamalarının analizleri ve
- Mikro analizler
Mikro verilerin analizi, çalışmanın önceliklerine göre bazı alanlarda yapılan detaylı analizlerdir. Bu proje kapsamında mikro analizler; altyapı, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler alanlarında yapılmaktadır.
Bu analizin sonunda varılmak istenen hedef, kaynakların halkın ihtiyaçlarına göre dağıtılması için ülke çapında ve yerelde sivil toplum ve kamu kuruluşlarında bilinç yaratmaktadır. Bu analiz için gerekli olan yöntemler ve teknikler de projenin sonunda kamuoyuyla paylaşılacaktır.
Katılımcı Stratejik Planlama
Yeni yerel yönetim yasaları ile mali yönetim ve kontrol yasası Stratejik Plan yapmayı İl Özel İdareleri ile birlikte nüfusu 50 binden fazla olan belediyeler için bir görev olarak tanımlamaktadır. Projenin hedefi, bu yasal yükümlülükten yola çıkarak, 3 pilot ilde tüm ili kapsayan katılımcı bir stratejik planlama sürecini yönlendirmektir. Bu süreçte, gerek planlamaya ekonomik ve sosyal gelişmişlik açısından genel yaklaşım, gerekse kullanılan araçlar açısından iki konunun altı özellikle çizilmektedir. Bunlar; yoksulluğun azaltılmasının yerel yönetimlerin önceliklerinden biri haline gelmesi ve bu doğrultuda yerel yönetimlerle sivil toplum örgütlerinin işbirliği içinde çalışmasıdır. Daha detaylı söyleyecek olursak, stratejik planlama yapılırken şu hedefler göz önünde bulundurulmuştur:
Yeni yerel yönetim yasaları ile mali yönetim ve kontrol yasası Stratejik Plan yapmayı İl Özel İdareleri ile birlikte nüfusu 50 binden fazla olan belediyeler için bir görev olarak tanımlamaktadır. Projenin hedefi, bu yasal yükümlülükten yola çıkarak, 3 pilot ilde tüm ili kapsayan katılımcı bir stratejik planlama sürecini yönlendirmektir. Bu süreçte, gerek planlamaya ekonomik ve sosyal gelişmişlik açısından genel yaklaşım, gerekse kullanılan araçlar açısından iki konunun altı özellikle çizilmektedir. Bunlar; yoksulluğun azaltılmasının yerel yönetimlerin önceliklerinden biri haline gelmesi ve bu doğrultuda yerel yönetimlerle sivil toplum örgütlerinin işbirliği içinde çalışmasıdır. Daha detaylı söyleyecek olursak, stratejik planlama yapılırken şu hedefler göz önünde bulundurulmuştur:
- Özellikle eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve altyapı hizmetlerine yoğunlaşarak yerel kamu hizmetlerinin çeşitliliği ve kalitesinin arttırılması;
- Hizmet sunumunda yoksulluğun azaltılmasının yerel yönetimlerin önceliklerinden biri haline gelmesi;
- Yerel sivil toplum örgütleri ve yerel otoriteler arasında bir diyalog oluşturarak ve yerel sivil toplum örgütlerini bu otoriteleri gözlemlemek ve denetlemek için analitik araçlarla donatarak; gelir düzeyi düşük bölgelerde hizmetlerin iyileştirilmesi için baskı oluşturulması;
- Yerel sivil toplum örgütlerinin ve üniversitelerin yerel karar
| « : Mart 30, 2008, 10:57:33 ÖÖ » |
İngiliz ajanın Türkiye'yi ele geçirme raporu!
7/3/2007
Hulki Cevizoğlu'nun yeni çıkan eseri "İşgal ve Direniş; 1919 ve Bugün" eserinde önemli bir rapora rastladım. Tam da bugünü izah ediyor. Cevizoğlu, hemen her sayfada 1919 şartları ile bugünü kıyaslıyor ama 25 Aralık 1919'da İngiliz Ryan'ın, hükümetine sunduğu rapor, AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gerçek boyutlarını ele veriyor.
"Biz gerçek ideali din imiş gibi davranacak menfaatçi bir grubu idareci olarak takdime çalışacağız. Panislamizmi ezemeyiz. Bu, tıpkı Batı'daki milliyetçilik gibidir. Bizim şimdiki gayemiz, arkadaş gibi davranıp kazanmak ve sonra hükmetmek olmalıdır."
AKP, diğer partilerin yıpranmasından da faydalanarak türban, imam-hatip gibi konulardaki mağduriyetlerin oluşturduğu rüzgârı yönlendirdi ve gerçek ideali dini imiş gibi davranıp seçmenin dörtte birinin oyunu aldı! Sonra da "Ankara'nın şerrinden Brüksel'in şefaatine sığındık" diyebildiler!
Şimdi de "Eşi başörtülü olduğu için Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını istemiyorlar" olgusunu kullanıyorlar!
Nihat Genç - First Lady Hayrünnisa Gül'ün Görgüsüzlüğü
http://www.youtube.com/watch?v=Qvm2tNBNpGA
Öncelikli olarak laiklik hassasiyetini vurgulayan çevreler, Emine Hanım'ın başörtüsünü de dillerine doladıkları için AKP'nin değirmenine su taşıyor! Laiklik hassasiyeti ise AKP'ye oy veren kitlelerin umurunda bile değildir! Zaten AKP de Anglo-Sakson hukukunu benimsemekte ve din işlerinin tamamen cemaatlere bırakılmasını öngörmektedir. Kitlelere de bu görüşleri benimsetmişlerdir!
Fakat, gerçek ideali din imiş gibi davranan AKP iktidarı ,Bakınız
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=334.0
IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği, ABD, İngiltere ve İsrail ile tam bir işbirliği içindedir! Ülkenin ekonomik gücünü bu organizasyonları oluşturan küresel sermayeye satmışlardır! AKP'nin Türk seçmeni karşısındaki en zayıf konumu bu noktadır. İşin garip tarafı, sadece laiklik hassasiyetini dile getiren çevrelerin bu konuda AKP'den hiçbir farkı yoktur! Satışlar konusunda ağızlarını bıçak açmamaktadır! Çünkü ortaktırlar! TÜSİAD ile ortak oldukları gibi!
Bakın Karadeniz Gazetesi Genel Müdür Osman Diyadin ne diyor:
"Türkiye'de bugün büyük kitlelere hizmet veren bankaların çoğu artık yabancıların elinde! Bugün yüzbinlerce, belki de milyonu aşkın Türk vatandaşı bu bankalardan çeşitli amaçlarla kredi kullanıyor. Bu kredilerin karşılığında genellikle arsa, bina ya da ev tapuları ipotek ediliyor. Şu anda yabancı bankaların kaç ipoteği elinde tuttuğunu biliyor musunuz?
Bu sayı belki de satılmış olan mülklerden çok fazladır. Aynı şekilde kredi kartları üzerinden hemen hepimiz yabancılara borçlu durumda değil miyiz?"
Doç. Dr. Mete Gündoğan da AKP'nin, "Bizim IMF'ye olan borcumuz 8.5 milyar dolardır. Onu da ödüyoruz. Bir müddet sonra da IMF'ye olan borcumuzu sıfırlayacağız" diye halkı aldattığını anlatıyor:
"Tam bir aldatmaca ve kandırmaca partisi! Geçtiğimiz seçimleri 'Milli Görüş'üz diye almışlardı. Bu seçimlerde bakalım daha neler göreceğiz?
AKP iktidara geldiği zaman, iç ve dış toplam borcumuz yaklaşık 240 milyar dolar idi. 2006 sonu itibarıyla toplam borcumuz 380 milyar doları aşmış durumda. Yani AKP, borçlarımızı en az 140 milyar dolar artırarak 380 milyar doları aşırmış. Azalan bir şey yok.
AKP, ülkeyi borca esir etmiş. Gerisi, mugalata."
Anlaşılıyor ki Türkiye bir taraftan dinle, diğer taraftan laiklikle aldatılıyor! Ne dincilerin gerçek ideali din, ne de laikçilerin gerçek ideali laiklik! İkisini de ülkeyi küresel sermayeye teslim etmenin aracı olarak kullanıyorlar!
ARSLAN BULUT / Yeniçağ Gazetesi / 7 Mart 2007
-----Original Message-----
From: ahmet dursun <ahmetdursun374@gmail.com>
Sent: Wed, 2 Apr 2008 8:14 pm
Subject: [Daughters_of_Ataturk] İngiliz ajanın Türkiye'yi ele geçirme raporu!
7/3/2007
Hulki Cevizoğlu'nun yeni çıkan eseri "İşgal ve Direniş; 1919 ve Bugün" eserinde önemli bir rapora rastladım. Tam da bugünü izah ediyor. Cevizoğlu, hemen her sayfada 1919 şartları ile bugünü kıyaslıyor ama 25 Aralık 1919'da İngiliz Ryan'ın, hükümetine sunduğu rapor, AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gerçek boyutlarını ele veriyor.
"Biz gerçek ideali din imiş gibi davranacak menfaatçi bir grubu idareci olarak takdime çalışacağız. Panislamizmi ezemeyiz. Bu, tıpkı Batı'daki milliyetçilik gibidir. Bizim şimdiki gayemiz, arkadaş gibi davranıp kazanmak ve sonra hükmetmek olmalıdır."
AKP, diğer partilerin yıpranmasından da faydalanarak türban, imam-hatip gibi konulardaki mağduriyetlerin oluşturduğu rüzgârı yönlendirdi ve gerçek ideali dini imiş gibi davranıp seçmenin dörtte birinin oyunu aldı! Sonra da "Ankara'nın şerrinden Brüksel'in şefaatine sığındık" diyebildiler!
Şimdi de "Eşi başörtülü olduğu için Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını istemiyorlar" olgusunu kullanıyorlar!
Nihat Genç - First Lady Hayrünnisa Gül'ün Görgüsüzlüğü
http://www.youtube.com/watch?v=Qvm2tNBNpGA
Öncelikli olarak laiklik hassasiyetini vurgulayan çevreler, Emine Hanım'ın başörtüsünü de dillerine doladıkları için AKP'nin değirmenine su taşıyor! Laiklik hassasiyeti ise AKP'ye oy veren kitlelerin umurunda bile değildir! Zaten AKP de Anglo-Sakson hukukunu benimsemekte ve din işlerinin tamamen cemaatlere bırakılmasını öngörmektedir. Kitlelere de bu görüşleri benimsetmişlerdir!
Fakat, gerçek ideali din imiş gibi davranan AKP iktidarı ,Bakınız
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=334.0
IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği, ABD, İngiltere ve İsrail ile tam bir işbirliği içindedir! Ülkenin ekonomik gücünü bu organizasyonları oluşturan küresel sermayeye satmışlardır! AKP'nin Türk seçmeni karşısındaki en zayıf konumu bu noktadır. İşin garip tarafı, sadece laiklik hassasiyetini dile getiren çevrelerin bu konuda AKP'den hiçbir farkı yoktur! Satışlar konusunda ağızlarını bıçak açmamaktadır! Çünkü ortaktırlar! TÜSİAD ile ortak oldukları gibi!
Bakın Karadeniz Gazetesi Genel Müdür Osman Diyadin ne diyor:
"Türkiye'de bugün büyük kitlelere hizmet veren bankaların çoğu artık yabancıların elinde! Bugün yüzbinlerce, belki de milyonu aşkın Türk vatandaşı bu bankalardan çeşitli amaçlarla kredi kullanıyor. Bu kredilerin karşılığında genellikle arsa, bina ya da ev tapuları ipotek ediliyor. Şu anda yabancı bankaların kaç ipoteği elinde tuttuğunu biliyor musunuz?
Bu sayı belki de satılmış olan mülklerden çok fazladır. Aynı şekilde kredi kartları üzerinden hemen hepimiz yabancılara borçlu durumda değil miyiz?"
Doç. Dr. Mete Gündoğan da AKP'nin, "Bizim IMF'ye olan borcumuz 8.5 milyar dolardır. Onu da ödüyoruz. Bir müddet sonra da IMF'ye olan borcumuzu sıfırlayacağız" diye halkı aldattığını anlatıyor:
"Tam bir aldatmaca ve kandırmaca partisi! Geçtiğimiz seçimleri 'Milli Görüş'üz diye almışlardı. Bu seçimlerde bakalım daha neler göreceğiz?
AKP iktidara geldiği zaman, iç ve dış toplam borcumuz yaklaşık 240 milyar dolar idi. 2006 sonu itibarıyla toplam borcumuz 380 milyar doları aşmış durumda. Yani AKP, borçlarımızı en az 140 milyar dolar artırarak 380 milyar doları aşırmış. Azalan bir şey yok.
AKP, ülkeyi borca esir etmiş. Gerisi, mugalata."
Anlaşılıyor ki Türkiye bir taraftan dinle, diğer taraftan laiklikle aldatılıyor! Ne dincilerin gerçek ideali din, ne de laikçilerin gerçek ideali laiklik! İkisini de ülkeyi küresel sermayeye teslim etmenin aracı olarak kullanıyorlar!
ARSLAN BULUT / Yeniçağ Gazetesi / 7 Mart 2007
-----Original Message-----
From: ahmet dursun <ahmetdursun374@gmail.com>
Sent: Wed, 2 Apr 2008 8:14 pm
Subject: [Daughters_of_Ataturk] İngiliz ajanın Türkiye'yi ele geçirme raporu!
Değerli dostlar,
Bu yazıda İNGİLİZ AJANIN TÜRKİYE'Yİ ELE GEÇİRME PLANI ve Nihat genç'in First Lady Hayrünnisa Gül'ün Görgüsüzlüğü hakkındaki görüntülerinin bulunduğu yazıyı okuyacaksınız.
Saygı ile...
Ahmet Dursun
İlgi:
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=339.msg456#msg456
--
http://ahmetdursun374.blogcu.com/
Bilginin arşivlendiği yer.
--
http://ahmetdursun3
Bilginin arşivlendiği yer.
Sema Karaoglu, Founder Meltem Birkegren, Director
www.DofA.org
www.wearetheturks.org
Daughters of Atat�rk is proud to promote Turkish Heritage across the globe. Mustafa Kemal Atat�rk shaped the legacy we proudly inherited.
His integrity and dynamism and vision constantly inspires us. We are thankful to him for walking the untrodden path, achieving the unimaginable dream, living the eternal vision. We are the Turks, we are the future of Turkey.
Your email settings: Individual Email|Traditional
Change settings via the Web (Yahoo! ID required)
Change settings via email: Switch delivery to Daily Digest | Switch to Fully Featured
Visit Your Group | Yahoo! Groups Terms of Use | Unsubscribe
Change settings via the Web (Yahoo! ID required)
Change settings via email: Switch delivery to Daily Digest | Switch to Fully Featured
Visit Your Group | Yahoo! Groups Terms of Use | Unsubscribe
__,_._,___
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder